Allah'ın rahmet sıfatının insana bürünmüş halidir anne. Bu rahmet, ana rahminde yer almaya çalışan bir su damlacığı iken hissedilir. İşte bu damlacığın güvenle yaşadığı ekmek elden, su gölden timsaliyle özenle beslendiği, sevgi sözcüklerini işittiği, merhametle kuşandığını hissettiği yerdir anne. Rahim sıfatını taşımaya layık görülendir anne.
Hiçbir karşılık beklemeden sevendir anne. Ana rahmindeki yavrusunu, zorlukları göze alarak, fedakarlıkla taşıyan, dünyaya getirme kahramanlığını gösterendir anne.
Annelikten daha zor bir iş görülmemiştir. Eğer insanoğlunda meleğin bir timsalini görmek istiyorsanız, bu anne olacaktır. Yavrusunu koruyup kollayan, şefkatiyle saran, ağladığında koşan, üzüldüğünde yüreği parçalanan, annedir. Beşiği sallayarak, dünyayı sallayan Muazzam bir öğretmendir anne. Toplumu yetiştiren, insanlığa hayat verendir anne. Bütün bu güzellikleri taşıyan melek timsali bu insanın
"Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi ve anne babanıza
iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa
onlara öf bile deme! Onları azarlama! İkisine de gönül alıcı güzel sözler söyle.
Onlara merhametle ve alçak gönüllülükle kol kanat ger. “Rabbim! Onlar nasıl küçüklükte beni şefkatle eğitip yetiştirdilerse şimdi sen de onlara merhamet göster” diyerek dua et."
Buyurarak, anne ve babamıza güzel davranmamızı istiyor Rabbimiz. Peygamber Efendimiz ise, insanı cennete ulaştıracak en iyi şey, ana ve babaya iyilik etmektir.
"Artık sen o kapıyı istersen bırak, istersen elinde tut." (Tirmizi 96)buyuruyor.
Annelerimizin, bize verdiği emekleri, bize kattığı değerleri sadece bir güne has hatırlayıp. Diğer günler bu cennet kapısını bırakacak mıyız? Bu kutlu annelik yolculuğunda hayat boyunca onlarla olmak ve dualarını almak ümidiyle.
Yorum Gönder